Corona virüs korku salmaya devam ederken biz de haklı olarak ürküyoruz. Şimdi tüm ülkelerde ‘küresel alarm durumu’ söz konusu. Son zamanlarda artan salgın hastalıklar bağışıklık sisteminin önemini dikkat çekmekte. Gün geçmesin ki yeni bir salgın hastalıkla karşı karşıya kalmayalım. Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve binlerce kişiyi etkileyen Coronavirüs (covid-19) bunlardan yalnızca birisi. Yüksek ateş, öksürük ve nefes darlığı gibi semptomları olan ve hızla yayılarak ölümlere yol açan bu salgının yanı sıra her kış grip, nezle, ishal gibi birçok salgın hastalığa yakalanabilmekteyiz. Peki bu karşılaştığımız hastalıklardan genel olarak nasıl korunabiliriz;
Bulaşıcı hastalıkların virüs, bakteri, parazit, mantar gibi birçok etkeni vardır. Bu etkenler, hava yoluyla, direkt temas yoluyla, beslenme ve diğer birçok yolla insansan insana, hayvandan insana, besinden insana bulaşabilmektedir. Kendimizi ve başkalarını bulaşıcı hastalıklardan korumak için;
· Ellerinizi sık sık yıkayın
· Kişisel eşyalarınızı paylaşmayın
· Sağlıklı ve dengeli beslenin
· Yemeği temiz hazırlayın
· Bulunduğunuz ortamı sık aralıklarla havalandırın
· Evde kalın: eğer yüksek ateş, ishal ve kusma şikayetleriniz varsa işe veya okula gitmeyin
Ve En Önemlisi
· Bağışıklık sisteminizi güçlü tutun
Corona virüs salgınında bağışıklığı güçlü olan bireyler virüsü yenebilirken, güçlü olmayanlar hayatını yitirmekte. Şu anda yeni corona virüs için kanıtlanmış bir tedavi yöntemi bulunmamakta. Corona virüse karşı kendinizi şu anda korumanın en iyi yolu, bağışıklık sistemimizi olabildiğince güçlendirmek olacaktır.
Bağışıklık sistemimiz vücudumuzun özünü korumak için görev yapan, vücudumuza zarar vermek isteyen mikroplara karşı bizi savunan bir milli savunma bakanlığı gibi görev yapar. Bilge bir şekilde çalışan bu sistem mikrobun olduğu bölgeye odaklanır ve yenmek için yılmadan savaşır. Savaştan sonra deneyimlerini kaydeder ve her yeni durum için bu deneyimini de kullanarak yeni bir yanıt üretebilir. Alkol ve sigara kullanımı, aşırı yorulmak -iyi dinlenmemek, radyasyon maruziyeti, kalitesiz uyku, probiyotik eksikliği, stres yükü, sık antibiyotik kullanımı bağışıklık sistemimizin zayıflamasına sebep olabiliyor ve bulaşıcı hastalıklara karşı bizi savunmasız bırakıyor.
Bağışıklık sistemi nasıl güçlendirilir?
· Stres ve kaygıyı olabildiğince en az düzeye çekin.
· Bol su tüketin. Yarısından fazlası su olan vücudun hücrelerinin daha iyi çalışabilmesi ve bağışıklığı kuvvetlendirmek için minimum günde 2-2,5 litre su içilmelidir.
· Yeterli ve düzenli uyku uyuyun.
· Olması gereken vücut ağırlığının üstüne çıkmayın.
· Düzenli egzersiz yapın. Hafif ve orta şiddette egzersiz ile bağışıklık sistemi fonksiyonları artarken; yoğun uzamış egzersizi takiben bağışıklık sistemi baskılanır.
· Sigara ve alkolü mümkün olduğunca azaltın veya tüketmeyin.
· Düzenli bir beslenme alışkanlığı geliştirin.
· Vücudu her türlü toksinden arındıran glutatyon düzeyinizi yüksek tutun veya serum şeklinde destek alın.
Glutatyon tedavisi ile bağışıklığını arttırmak mümkün!
Özellikle toplum içinde kolay bir şekilde yayılım gösteren ve virüsler tarafından oluşturulan hastalıklardan korunmada kuvvetli bir bağışıklık sistemi temel faktörlerdendir. Öyle ki aynı miktarda ve özellikte virüs ile karşılaşan iki insandan; bağışıklık sistemi kuvvetli olan hastalığa yakalanmadan kurtulabilirken bağışıklık sistemi yeterince kuvvetli olmayan hastalığa yakalanabiliyor. Bağışıklık sistemi gücü seviyesince de hastalığı kolay atlatabiliyor veya hastalığı çok ağır geçiriyor.
Glutatyon, sağlıklı kalmak ve bulaşıcı hastalıklardan korunmak için gerek duyduğumuz en önemli moleküllerden biridir. Yaşlanma, kanser, kalp damar hastalıkları, bunama (demans) ve birçok kronik/dejeneratif hastalığın önlenmesinde temel öneme sahip olan glutatyon molekülü üç yapı taşından oluşur, bunlar sistein, glisin ve glutamin aminoasitleridir.
Süper oksidan olarak da adlandırılan glutatyon, vücudumuzda doğal yollardan üretilir ama çeşitli sebeplerden ötürü üretiminde azalma/ tüketiminde artış olabilir. Vücudun her bir hücresi kendi glutatyonunu üretmekten sorumludur. Ancak glutatyon, sağlıksız beslenme, hastalıklar, stres, yorgunluk ve hatta fiziksel egzersiz gibi her türlü zorlukla karşılaştığımızda hızla tüketilir.
Sürekli yorgun hissedenler, sık seyahat edenler, çok yoğun çalışanlar, çok stresli olanlar, diyabet, hipertansiyon ve kalp hastalığı gibi kronik hastalıkları olanlar, aşırı sigara ve alkol tüketenler ve ileri yaş grubu bulaşıcı hastalıklar açısından riskli gruptadırlar ve genel sağlık önlemlerine ek olarak glutatyon serum tedavileri ile bulaşıcı hastalıklardan korunma kalkanlarını güçlendirmelidirler. Kişinin bağışıklık düzeyine göre değişen seans sayısınca, haftada 1 yapılan glutatyon serum tedavileri ile corona virüs ve benzeri birçok bulaşıcı hastalıktan korunmak mümkün.