Leke oluşumunda ve artışında güneşin rolü nedeniyle güneşten doğru korunma bütün leke tedavilerinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Güneşten sadece güneş ışınlarının yoğun olduğu yaz aylarında değil tüm yıl boyunca sürekli korunulmalıdır. Güneşten koruyucu kremlerin etkinlikleri 3-4 saat sürer ve su, ter temasıyla azalır dolayısıyla sık sık tekrar edilmelidir. Bu önlemler lekelerin koyulaşmasını ve yenilerinin oluşmasını önler ancak var olan leke ile mücadelede bir takım tedaviler uygulamak gerekebilir. Tedavide önemli olan nokta lekenin doğru tanınmasıdır.
Cilt lekelerinin tedavisinde medikal ilaçlar, kimyasal peeling(soyma yöntemleri), leke maskesi ve lazer uygulamaları kullanılmaktadır.
- Medikal tedaviler yani kremler arasında en çok kullanılan ajanlar hidrokinon, kojik asit, azeleik asit ve A vitamini (retinoik asitler) türevleridir.
- Kimyasal peeling tedavileri uygun hastalarda oldukça başarılı sonuçlar verebilmektedir. Kimyasal peeling, Cilt yüzeyine uygulanan meyve asitleri ve triklorasetik asit(TCA) gibi kimyasal ajanlarla cildin kontrollü bir şekilde soyulması ve uyarılması işlemidir. Haftada bir veya on beş günde bir uygulanacak kimyasal peeling seansları ile lekelerde açılma mümkün olmaktadır. Ancak peelingler koyu tenli kişilerde lekelerde artışa sebep olabileceğinden dikkatli uygulanmalıdır.
- Cosmelan ve dermamelan leke maskesi tedavileri deride bulunan melanin miktarını azaltarak pigmentasyonu baskılayan etkin bir enzimatik peeling yöntemidir. 10 saatlik leke maskesi olarak da bilinen yöntem, ciltte leke oluşumunu tetikleyen mekanizmayı baskılayarak yapar, melanin oluşumu azalarak cildin koyulaşmış bölümlerinin rengi açılır ve bundan kaynaklanan lekelerin etkin tedavisi sağlanır. Leke maskesi tedavisinde tüm ciltte antiaging de sağlanmış olur.
- Lazer Tedavileri; özellikle derin ve koyu lekelerde diğer tedavilere dirençli durumlarda başvurulan yöntemlerdir. Günümüzde leke tedavisinde en etkin lazerler Q-switch Nd-YAG, KTP ve fraksiyonel lazerlerdir. Lazerler, lekenin giderilmesini ve lekeye sebep olan pigmentin aşırı üretiminin baskılanmasını sağlar. Saniyenin milyonda biri hızında atış yaparak yüksek enerjiyi lekeye ulaştırıp cilde zarar vermeden yüksek miktarda enerjiyi leke üzerinde odaklar. Yapılan lazer atışıyla oluşan patlamanın etkisiyle, birbirine tutunmuş büyük leke pigmentleri küçük parçalara ayrılır. Bu şekilde küçük parçalara ayrılan melanin pigmentleri artık hücreler tarafından eritilerek bölgeden uzaklaştırılır. Karbon bazlı solüsyon sürülerek yapılan Q-switch Nd-YAG lazer uygulamaları Karbon Peeling tedavisi olarak adlandırılıyor. Karbon peeling tedavisi ile tüm yüz karbon solüsyonu ile boyandıktan sonra karbon atomları Q-switch Nd-YAG lazer ile ciltten süpürülüyor. Lazer tedavilerinin düzenli uygulamaları ile 6-10 seans sonrasında lekelerde ciddi azalma ve yeni leke oluşumunun durduğu görülür.
Lekelerin birden fazla sebebi olduğu gibi, tedavide de birden fazla işlemin içinde olduğu kombine tedaviler uygulamak gerekir. Lekenin türü ve durumuna göre, uygun görülüp uygulanan tedaviye bağlı olarak %70-100 oranında başarı şansı vardır. Yapılan leke tedavileri ise cilt aslında eskiye göre çok daha hassas ve lekeye yatkın hale gelir yeterli korunmazsa lekeler daha da artar. Bu yüzden tedavilerin özellikle güneşin etkisinin azaldığı sonbahar ve kış aylarında yapılması daha uygundur. Çünkü var olan lekenin koyulaşmasını önlemek de yeni leke oluşumuyla savaşmak kadar önemlidir. Tedavi bitmiş olsa dahi lekelerin tekrar etmemeleri için dört mevsim düzenli bir şekilde yüksek faktörlü güneş kremlerinin kullanılması gerekir. Leke hem hasta hem hekim için oldukça zorlu bir rahatsızlıktır önemli olan tedaviye sabrederek devam edip sonrasında yeni leke oluşumunu engellemek için gerekli rituelleri hayat standardı haline getirebilmektir.